bugün
- düşün ki o bunu okuyor11
- doğum gününde hatırlanmamak18
- anın görüntüsü20
- en taşaklı kızların bizim sözlükte bulunması16
- en havalı erkek meslekleri16
- yaz aşkı varda kış aşkı neden yok10
- jose mourinho23
- her erkeğin unutamadığı bir kadın vardır10
- burçlara inanmak9
- kezo dili ve edebiyatı8
- zall beceremiyorsan bırak git24
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı25
- sözlüğe yeni gelen masum erkek12
- 13 yaşındaki kıza tecavüz eden 28 kişi26
- bugün hangi kadın yazara ne diksem15
- hayatınızda kaç kere reddedildiniz19
- en dindar özelliğiniz31
- kahverengi gözlü olmanın hiç bir işe yaramaması14
- sözlük erkeklerini evire çevire pataklamak8
- hangi sözlük yazarı ile uyumak isterdin11
- şort diken müzisyen motorcu uzun boylu yazar11
- icardi1905 ile jakuziye girmek10
- kimsenin okumadığı sözlükte yazar olmak17
- ali koç9
- günahların takımı galatasaray13
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri9
- ayetullah hamaney'in mini etekli torunu20
- bir erkekle kız arkadaş olabilir mi sorunsalı8
- anneler günü18
- erkekler seks yapamayacağı kadınla arkadaş olmaz15
- bik bik için diktiğim şort21
- toplu taşımalardaki müzisyen sorunsalı8
- üstteki yazar gözünde nasıl canlanıyor13
- icardi19058
- piknikçi grubun varoş olduğunu anlama yolları15
- kızların mesajlara geç cevap vermesi16
- elinin değdiği anı unutamıyorum 5 posta attım16
- serdar ortaç renault megane benzerliği8
- şizofreni11
- bacağa kramp girmesi10
- arkadaşlar sizce bu yüzük nasıl14
- eloande ile evlenip sözlüğü huzura kavuşturmak8
entry'ler (559)
üniversite tercihlerini yaptığım yıl. o zamanki puanımla boğaziçi bilgisayar programcılığına girebiliyordum ama, orası 2 yıllık diye gittim 4 yıllık işletme yazdım. hay kafama s.çayım.
yüksek lisans için başvurma gafletinde bulunduğum ve oradan koşarak uzaklaştığım üniversite.
eziyetli yolculuğumu kısaca anlatacak olursam; kırklareli, tekirdağ'a 1 saat uzaklıkta olmasına rağmen, direkt vasıta yoktur. dolayısıyla, önce edirne arabalarıyla babaeski'ye gittim. oradan istanbul yoluna, yolun kenarına minibüs bekler gibi çıkıp, istanbul'dan kırklareli'ye giden bir otobüse bindim. muavine de beni kırklareli üniversitesinde indirmesini tembihledim. allahtan yanımda birisi daha varmış oraya giden. kırklareli'ye varmadan bizi yolun kenarında indirdiler.
bir tane toprak yolun önünde tabela vardı. o toprak yoldan yürümeye başladık. yol üstünde şantiyeler, yol işçileri filan vardı. bir süre sonra onlar da kayboldu tarla tokat geldi önümüze. hatta yolun orta yerinden, fi tarihinden kalma bir demiryolu bile geçiyordu, otlar bürümüş. bu arada yanımızdan herhangi bir motorlu vasıta geçmedi. şurada başımıza bir şey gelse duyan olmaz diye, düşüne düşüne yarım saat yürüdük. Ve karşımıza kampüs çıktı.
Kampüste ne bir çevre düzenlemesi, ne bir yeşil alan, her yer ot içinde. Kapısında kantin yazan bir yere girdik. Düğün salonunu anımsattı bana, hemen geri çıktık. Dönüş yolunda da önümüze yılan çıktı.
Ve, anayola kadar hiç durmadan koştuk, ilk gelen otobüse kendimizi zor attık.
Sakın gitmeyin, tavsiye etmem.
eziyetli yolculuğumu kısaca anlatacak olursam; kırklareli, tekirdağ'a 1 saat uzaklıkta olmasına rağmen, direkt vasıta yoktur. dolayısıyla, önce edirne arabalarıyla babaeski'ye gittim. oradan istanbul yoluna, yolun kenarına minibüs bekler gibi çıkıp, istanbul'dan kırklareli'ye giden bir otobüse bindim. muavine de beni kırklareli üniversitesinde indirmesini tembihledim. allahtan yanımda birisi daha varmış oraya giden. kırklareli'ye varmadan bizi yolun kenarında indirdiler.
bir tane toprak yolun önünde tabela vardı. o toprak yoldan yürümeye başladık. yol üstünde şantiyeler, yol işçileri filan vardı. bir süre sonra onlar da kayboldu tarla tokat geldi önümüze. hatta yolun orta yerinden, fi tarihinden kalma bir demiryolu bile geçiyordu, otlar bürümüş. bu arada yanımızdan herhangi bir motorlu vasıta geçmedi. şurada başımıza bir şey gelse duyan olmaz diye, düşüne düşüne yarım saat yürüdük. Ve karşımıza kampüs çıktı.
Kampüste ne bir çevre düzenlemesi, ne bir yeşil alan, her yer ot içinde. Kapısında kantin yazan bir yere girdik. Düğün salonunu anımsattı bana, hemen geri çıktık. Dönüş yolunda da önümüze yılan çıktı.
Ve, anayola kadar hiç durmadan koştuk, ilk gelen otobüse kendimizi zor attık.
Sakın gitmeyin, tavsiye etmem.
genellikle, her konuyla ilgili söylediklerinde, aynı görüşleri savunan, aynı tabirleri kullanan, hatta neredeyse aynı cümleleri kuran, kendisini komik duruma düşürme olasılığı yüksek olan insandır.
ing. karmaşık, karışık, kompeks, alengirli.
(#9021748) birisi benden kopya çekmiş, ya da aynı filmi izlemişiz. ama, aslı burada.
1995 yılında çıkan, bir bryan adams şarkısı.
şarkı sözleri:
To really love a woman
Bir kadını gerçekten sevmek için
To understand her you gotta know her deep inside
Onu anlamak için ruhunun derinliklerini bilmelisin
Hear every thought see every dream
Tüm düşüncelerini duymalı tüm hayallerini görmeli
N give her wings when she wants to fly
Ve uçmak istediğinde ona kanatlar vermelisin
Then when you find yourself lyin helpless in her arms
Sonra kendini çaresizce onun kollarında yatarken bulduğunda
Ya know ya really love a woman
Bilirsin ki gerçekten bir kadını seviyorsun
Nakarat :
[ When you love a woman you tell her that shes really wanted
Bir kadını sevdiğinde ona gerçekten istendiğini söyle
When you love a woman you tell her that shes the one
Bir kadını sevdiğinde ona biricik olduğunu söyle
Cuz she needs somebody to tell her that its gonna last forever
Çünkü bunun sonsuza dek süreceğini söyleyecek birine ihtiyacı var
So tell me have you ever really really really ever loved a woman? ]
Öyleyse söyle bana hiç gerçekten, gerçekten ama gerçekten bir kadını sevdin mi?
To really love a woman
Bir kadını gerçekten sevmek için
Let her hold you til ya know how she needs to be touched
Sana sarılmasına izin ver, onun dokunulmaya ne kadar ihtiyacı olduğunu anlayana kadar
Youve gotta breathe her really taste her
Onu solumalısın, onu gerçekten tatmalısın
Til you can feel her in your blood
Onu kanında hissedene kadar
N when you can see your unborn children in her eyes
Ve doğmamış çocuklarınızı onun gözlerinde gördüğünde
Ya know ya really love a woman
Bilirsin ki gerçekten bir kadını seviyorsun
Nakarat
[ When you love a woman you tell her that shes really wanted
Bir kadını sevdiğinde ona gerçekten istendiğini söyle
When you love a woman you tell her that shes the one
Bir kadını sevdiğinde ona biricik olduğunu söyle
Cuz she needs somebody to tell her that its gonna last forever
Çünkü bunun sonsuza dek süreceğini söyleyecek birine ihtiyacı var
So tell me have you ever really really really ever loved a woman? ]
Öyleyse söyle bana hiç gerçekten, gerçekten ama gerçekten bir kadını sevdin mi?
You got to give her some faith hold her tight
Ona inanç vermelisin, onu sıkıca sarmalısın
A little tenderness, gotta treat her right
Birazcık hassasiyet, ona iyi davranmalısın
She will be there for you, takin good care of you
Hep yanında olacak, sana iyi bakacak
Ya really gotta love your woman...
Kadınını gerçekten sevmelisin
şarkı sözleri:
To really love a woman
Bir kadını gerçekten sevmek için
To understand her you gotta know her deep inside
Onu anlamak için ruhunun derinliklerini bilmelisin
Hear every thought see every dream
Tüm düşüncelerini duymalı tüm hayallerini görmeli
N give her wings when she wants to fly
Ve uçmak istediğinde ona kanatlar vermelisin
Then when you find yourself lyin helpless in her arms
Sonra kendini çaresizce onun kollarında yatarken bulduğunda
Ya know ya really love a woman
Bilirsin ki gerçekten bir kadını seviyorsun
Nakarat :
[ When you love a woman you tell her that shes really wanted
Bir kadını sevdiğinde ona gerçekten istendiğini söyle
When you love a woman you tell her that shes the one
Bir kadını sevdiğinde ona biricik olduğunu söyle
Cuz she needs somebody to tell her that its gonna last forever
Çünkü bunun sonsuza dek süreceğini söyleyecek birine ihtiyacı var
So tell me have you ever really really really ever loved a woman? ]
Öyleyse söyle bana hiç gerçekten, gerçekten ama gerçekten bir kadını sevdin mi?
To really love a woman
Bir kadını gerçekten sevmek için
Let her hold you til ya know how she needs to be touched
Sana sarılmasına izin ver, onun dokunulmaya ne kadar ihtiyacı olduğunu anlayana kadar
Youve gotta breathe her really taste her
Onu solumalısın, onu gerçekten tatmalısın
Til you can feel her in your blood
Onu kanında hissedene kadar
N when you can see your unborn children in her eyes
Ve doğmamış çocuklarınızı onun gözlerinde gördüğünde
Ya know ya really love a woman
Bilirsin ki gerçekten bir kadını seviyorsun
Nakarat
[ When you love a woman you tell her that shes really wanted
Bir kadını sevdiğinde ona gerçekten istendiğini söyle
When you love a woman you tell her that shes the one
Bir kadını sevdiğinde ona biricik olduğunu söyle
Cuz she needs somebody to tell her that its gonna last forever
Çünkü bunun sonsuza dek süreceğini söyleyecek birine ihtiyacı var
So tell me have you ever really really really ever loved a woman? ]
Öyleyse söyle bana hiç gerçekten, gerçekten ama gerçekten bir kadını sevdin mi?
You got to give her some faith hold her tight
Ona inanç vermelisin, onu sıkıca sarmalısın
A little tenderness, gotta treat her right
Birazcık hassasiyet, ona iyi davranmalısın
She will be there for you, takin good care of you
Hep yanında olacak, sana iyi bakacak
Ya really gotta love your woman...
Kadınını gerçekten sevmelisin
bryan adams- have you ever really loved a women
beatles- yesterday
hangisini daha önce ezberlemiştim bilmiyorum. küçüktüm be!
beatles- yesterday
hangisini daha önce ezberlemiştim bilmiyorum. küçüktüm be!
yaşlı, göreceli bir kavramdır. 40-50 yaşlarındaki insanlar bize göre yaşlıdır, ve bizim onlara yer vermemiz gerekir. Ama, bu 40-50 yaşındaki yaşlılar, 80-90 yaşındaki yaşlılara yer vermiyorlarsa, o zaman ayıp ederler.
göğüsleri büyük ve dik olup, destekli sütyenle ekstra şişirmeye gerek duymayan kızlar da olduğu görülmüştür.
cep telefonunun ilk çıktığı yıllarda; dayım, mesajları kısa yazınca daha ucuz olduğunu zannettiği için, tmm, evt, hyır gibi cevaplar yazıyordu. nedenini sonradan anladık. swh
süpermarkette; sıradaki müşterilere, kasiyere, hatta beyaz torbada taşındığı için, yol üstündeki bütün insanlara ilan edilerek alınabilen hijyenik pedin, bakkallar tarafından hala gazeteye sarılarak satılması, olsa olsa nostalji olabilir.
ben küçükken bir film izlemiştim. filmde, kadın yataktan aşağıya ayaklarını uzatınca, yatağın altında bulunan piskopat katil, kadının ayaklarını kesmişti. çok uzun bir süre, gece tuvalete kalkarken, önce yatağın altına eğilip bakıyor, ondan sonra ayaklarımı uzatıyordum.
bu korku komple saçma olmakla beraber, şöyle bir saçmalık da var, hadi diyelim gerçekten piskopat katil yatağın altında; ben önce kafamı uzatıyorum. galiba, ayaklarımı kaybetmekten se, kafamı kessinler daha iyi diye düşünüyormuşum. *
bu korku komple saçma olmakla beraber, şöyle bir saçmalık da var, hadi diyelim gerçekten piskopat katil yatağın altında; ben önce kafamı uzatıyorum. galiba, ayaklarımı kaybetmekten se, kafamı kessinler daha iyi diye düşünüyormuşum. *
kokulu silgi
leblebi tozu kokusu
kışın havaya sinen odun-kömür kokusu
reçel kokusu.
leblebi tozu kokusu
kışın havaya sinen odun-kömür kokusu
reçel kokusu.
ihanete uğrayan, paralı askerlerden oluşan bir timin, kendilerini aklama çabasını izliyoruz. bolivya'da mahsur kalan ekibe, aisha adında bir kadın yardımcı oluyor ve amerika'ya dönüp, ortak düşmanlarını öldürmelerini istiyor. yalnız bu aisha'nın bir cıdığı var. onu söylemeyeyim, sürprizi kaçar.
the a team'le aynı zamanlarda çıktı. çok benzer konuları var. ikisini peşpeşe izlemenizi tavsiye etmem. konular birbirine giriyor.
the a team'le aynı zamanlarda çıktı. çok benzer konuları var. ikisini peşpeşe izlemenizi tavsiye etmem. konular birbirine giriyor.
(bkz: ba baracus)
(bkz: the a team)
bir zamanların klasik dizisi. şu an, film olarak vizyonda.
yeni kadrosu şöyle:
Colonel Hannibal Smith rolünde - Liam Neeson: ekibin beyni, takım lideri.
Lt. 'Faceman' Peck rolünde - Bradley Cooper: yakışıklı, işlerini, kadınların sevgisini kazanarak hallediyor.
B.A. Baracus rolünde - Quinton 'Rampage' Jackson: kas yığını, azıcık salak, cüssesinden beklenmeyen şekilde sevgi dolu, iri yarı, zenci.
Captain H.M. Murdoc rolünde - Sharlto Copley: tam bir çatlak, kanadı olan herşeyi uçurabilir. hatta kanadı olmayanları da. mesela, filmde bir tankı uçuruyor. nasıl diye sormayın, izleyin. *
filmde, ihanete ve iftiraya uğrayan ekibin, kendini aklama çalışmalarını izliyoruz. açıkçası, şimdiye kadar izlediğim, eskisini aratmayan, en başarılı uyarlama. tek farkı, dizi esnasında B.A. biraz daha ön planda, Face daha geri plandaydı. bu filmde tam tersi olmuş ama hiç göze batmıyor.
edit: vizyonda demişim ama, daha girmemiş. ben internetten izlemiştim. adamlar aşmış demek. artık vizyona girmeden nete düşüyor.
yeni kadrosu şöyle:
Colonel Hannibal Smith rolünde - Liam Neeson: ekibin beyni, takım lideri.
Lt. 'Faceman' Peck rolünde - Bradley Cooper: yakışıklı, işlerini, kadınların sevgisini kazanarak hallediyor.
B.A. Baracus rolünde - Quinton 'Rampage' Jackson: kas yığını, azıcık salak, cüssesinden beklenmeyen şekilde sevgi dolu, iri yarı, zenci.
Captain H.M. Murdoc rolünde - Sharlto Copley: tam bir çatlak, kanadı olan herşeyi uçurabilir. hatta kanadı olmayanları da. mesela, filmde bir tankı uçuruyor. nasıl diye sormayın, izleyin. *
filmde, ihanete ve iftiraya uğrayan ekibin, kendini aklama çalışmalarını izliyoruz. açıkçası, şimdiye kadar izlediğim, eskisini aratmayan, en başarılı uyarlama. tek farkı, dizi esnasında B.A. biraz daha ön planda, Face daha geri plandaydı. bu filmde tam tersi olmuş ama hiç göze batmıyor.
edit: vizyonda demişim ama, daha girmemiş. ben internetten izlemiştim. adamlar aşmış demek. artık vizyona girmeden nete düşüyor.